Pazartesi sendromuyla nasıl başa çıkılır?

“Pazartesi sendromu” terimini hiç duydunuz mu? Duymadıysanız şanlısınız! Benim gibi birçok kişi her hafta bu amansız hastalıkla karşı karşıya kalıyor. Bu hastalığın en yaygın belirtileri arasında masmavi gökyüzünü gri ve bulutlarla kaplı görme, tembellik, sürekli uyuma isteği, iş dışında her şeye odaklanabilme, bir an önce Salı’nın gelmesini arzulama, mızmız ve asabi olma, hiçbir işe yaramadığını hissetme ve son olarak da hayatın çok anlamsız olduğunu düşünme var.

Bu hastalık 21. yüzyıl ürünü sanmayın! Yüzyıllardır, dünyanın her yerinde, insanlar Pazartesi sendromunun kurbanı olmuşlardır. Ancak bugüne kadar hiç kimse ondan kurtulacak ilacı bulamamıştır. Oldukça dokunaklı değil mi?

Yine de, bu hastalıkla mücadele etmenin yolları yok değil. İşte benim reçetem:

Haftasonlarını güzel geçirin ancak çok uyumayın

Çoğu insan haftasonları geç uyanmayı tercih ediyor. Haftasonu sefası sona erip Pazartesi sabahı gelip çattığında da vücut saati normal programına kendini geri ayarlamakta zorlanıyor. Vücut saatimizin kafasını karıştırmamak adına haftasonları en azından en geç 10.00 gibi uyanmak gerekli!

Cumartesileri sakın evde oturmayın. Dışarı çıkın ve olabildiğince eğlenin. Pazartesi günü ofise geldiğinizde “keşke şunu da yapsaydım; şuraya da gitseydim” demeyin. Aksine, hatırladığınızda size huzur verecek anılar biriktirmeye bakın.

Pazar günleri, özellikle öğleden sonra, kendinize rahat bir mekan ve dinlendirici bir aktivite seçin. Son olarak da, ofise, yanınızda haftasonunun tüm sevinç, mutluluk ve coşkusunu getirin.

Pazartesi günü ilk iş olarak gününüzü planlayın; yapacaklarınızı listeleyin

Saat sabah 8.. Ofiste bir sürü mutsuz surat… Masanız incelemeniz gereken dosyalarla dolu… Posta kutunuzda okunmamış 50’den fazla e-posta var. Kötümserlik ve umutsuzluğu bir kenara bırakıp tüm negatif duyguları önlemeye çalışın. Bir kağıt ve bir kalem çıkarıp gün içerisinde yapmak istediğiniz işleri listeleyin. Her bir iş için daha küçük hedefler belirleyin ve her bir hedef için de kendinize ödül koyun. Ben genelde Starbucks’tan bir kahve ile ödüllendiriyorum kendimi:)

Haftaya şık başlayın

Ne giydiğimiz genelde bizim ruh halimizi yansıtır. Dağınık saçlar, simsiyah giysiler ve paçoz bir görüntü sizin çaresiz, mutsuz ve umutsuz bir halde olduğunuzu işaret eder. Pazartesi günleri etrafta bu tip insanlar görmek oldukça mümkün! Aslında, nasıl ne giydiğimiz bizim ruh halimizi yansıtıyorsa, kıyafetimiz ruh halimizi belirleyebilir. Örneğin, kadınlar için, renkli bir elbise ve biraz makyaj pozitif hisleri tetikleyebilir. Erkekler içinse açık mavi bir gömlek ve yine açık renk bir kravat benzer bir etki yaratacaktır.

Pazartesi akşamına bir planınız olsun

“Umut fakirin ekmeğidir” derler. Umut insanın yaşam sevincini pekiştirir ve yaşam mücadelesinde önemli bir motivasyon kaynağı olur. “Sonunda her şey daha iyi olacak” umudu… Bu yüzden, eğer Pazartesi gününüz çok daha hızlı geçmesini istiyorsanız, akşam için mutlaka size heyecan veren bir planınız olsun. Benim için bir arkadaşımla sinemaya gidecek olmak bile sendromlar başa çıkmam için yeterli bir havuç J

Gülümseyin

Eğer suratınızı astığınızı fark ederseniz, kendinize “gülümse” deyin. Tuvalete gidin, aynaya bakın ve gülümseyin. Gerçekten daha iyi hissedeceksiniz.

Müzik dinleyin

Müzik dinlemek her zaman işe yarar. Tabi depresif arabesk şarkılardan bahsetmiyorum

Siz de Pazartesi sendromu mağduruysanız, bu basit önerileri deneyin. Değişimi fark edeceksiniz!

Güncel İçerikler